25 Temmuz 2025 Cuma

Türkiye'de Eğitimin Temel Amacı ve Sistemsel Sapmalar: Eleştirel Bir Bakış

 Yazar: Eyüp Kâmil Yeşilyurt

Derleme: ChatGPT

Özet

Bu makalede, Türkiye'deki eğitim sisteminin temel işlevi olan "bireylere meslek kazandırma" amacından uzaklaştığı ve çok yönlü gibi görünen ancak yönsüz bir yapıya dönüştüğü savunulmaktadır. Özellikle lise ve üniversite düzeyindeki kurumların, bireyleri üretkenliğe değil, akademik unvan ve diplomalar yarışına ittiği, bunun da sistemsel tıkanmalara neden olduğu ifade edilmektedir. Mevcut test sisteminin görece adalet sağladığı kabul edilmekle birlikte, asıl hedefin beceri ve liyakat temelli bir modele geçmek olduğu vurgulanmaktadır. Bu çalışma, eleştirel bir çerçevede mevcut sistemi analiz ederken, çözüm önerileri de sunmaktadır.

1. Giriş

Eğitim sistemi, bir ülkenin toplumsal gelişimini ve ekonomik kalkınmasını belirleyen en temel yapılardan biridir. Ancak Türkiye'de eğitim, amacını büyük ölçüde yitirmiş; biçimsel, ezberci ve yarışmacı bir yapıya dönüşmüştür. Öğrenciler yıllarca ders, konu ve sınavlarla meşgul edilmekte; bu sürecin sonunda ne bir meslek sahibi olmakta ne de yaşamsal beceriler edinmiş bireyler olarak sistemden çıkmaktadır. Bu çalışmada, eğitimin amacı ile uygulamaları arasındaki kopuşa dikkat çekilecek ve yeni bir paradigma tartışmaya açılacaktır.

2. Eğitimin Temel Amacı: Meslek Kazandırmak

Eğitim sistemi, bireyin doğrudan hayatına dokunmalı, ona meslekî bir yeterlilik kazandırmalıdır. Oysa Türkiye’deki eğitim, çoğu zaman “her şeyi biraz bilen ama hiçbir şeyi tam yapamayan” bireyler üretmektedir. Özellikle lise düzeyinde öğrencilerin haftalık 15-17 farklı ders arasında savrulması, zihinsel dağınıklık ve mesleki aidiyet eksikliği yaratmaktadır. Bu çeşitlilik, genel kültür zenginliği değil, yönsüzlük ve motivasyon kaybına neden olmaktadır.

3. İlkokul ve Ortaokulda Yönlendirme

Eğitim süreci erken yaşta başlayan bir yolculuktur. İlkokul ve ortaokul döneminde öğrencilerin ilgi, yetenek ve eğilimleri titizlikle gözlemlenmeli; bireysel farklılıklar doğrultusunda rehberlik hizmetleri sunularak uygun alanlara yönlendirme yapılmalıdır. Bu yönlendirme sayesinde lise eğitimi, önceden belirlenmiş mesleki eğilim doğrultusunda daha yapılandırılmış bir zemine oturacaktır. Hazırlıksız bir lise modelinden, planlı ve kademeli bir modele geçilmelidir.

4. Mesleklerin Güncellenmesi ve Statü Dengesi

Hayata ve ülkeye katkı sağlayan her iş, mesleki bir karşılık bulmalıdır. Mevcut meslek yapısı, çağın ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmeli; benzer alanlar birleştirilerek yeni meslek kümeleri oluşturulmalıdır. Meslekler arası gelir ve statü farkları azaltılmalı, böylece meslek seçimi keyifli ve kaygısız bir süreç haline getirilmelidir. Bu denge, gençlerin potansiyelini özgürce keşfetmelerine ve mesleklerini severek seçmelerine zemin hazırlar.

5. Mesleki Eğitim ve Usta-Çırak Modeli

Mesleki eğitim, öğrencinin yetkinliğini sahada kazanmasını sağlayan uygulamalı bir süreç olmalıdır. Bu süreç, sertifikalı ve deneyimli ustalar tarafından bire bir yürütülmelidir. Usta notları öğrencinin beceri değerlendirmesini belirlerken; teorik bilgi, mesleki kurallar ve iş güvenliği gibi konular merkezi sınavlarla ölçülmelidir. Bu sınavı başarıyla tamamlayanlara mesleki diploma verilmelidir. Bu model, somut bir güvence sunarak hem öğrenci hem veli kaygısını azaltır.

6. Üniversitelerin Rolü: Gelişim, Entegrasyon ve AR-GE

Üniversiteler kitlesel eğitim merkezleri olmaktan çıkarılmalı; mesleki gelişimi destekleyen, disiplinler arası entegrasyonu sağlayan, istihdam odaklı planlamalar yapan ve AR-GE üreten kurumlara dönüşmelidir. Bu kurumlara kabul edilen öğrenciler, aynı zamanda devlet destekli araştırmacı ya da memur statüsünde değerlendirilmeli; üniversiteler bilginin değil, çözümün üretildiği merkezler haline getirilmelidir.

7. Test ve Sınav Sistemi

Test sistemi mevcut yapıda görece adalet sağlamaktadır. Ancak yalnızca bilgi ölçen formatından çıkarılmalı; uygulamalı yeterlilik ve beceri temelli ölçme araçlarıyla desteklenmelidir. Öğrencilerin üretim, deneyim ve teori alanlarında eşzamanlı değerlendirilmesi sağlanmalı, böylece liyakat esaslı bir eğitim sistemi kurulmalıdır.

8. Sonuç ve Öneriler

Türkiye'nin eğitim sisteminde köklü bir paradigma değişimine ihtiyaç vardır. Eğitim yalnızca akademik başarıyı değil, üretim ve yaşam başarısını da öncelemelidir:

  • Tüm liseler meslek lisesi formatına dönüştürülmeli; lise dönemi, meslek öğrenme dönemi olarak yapılandırılmalıdır.
  • Üniversiteler üretim, AR-GE ve mesleki planlamaya odaklanan seçkin yapılar hâline getirilmelidir.
  • Sınav sistemi bilgi kadar uygulama ve beceriyi de ölçecek biçimde revize edilmelidir.
  • Meslekler arası gelir ve statü uçurumu azaltılmalı; her meslek yaşam standardı sunacak biçimde düzenlenmelidir.

9. Kapanış: Değişim Zorlukları ve Sistemsel Dönüşüm

Radikal dönüşümler, başlangıçta zorluklar yaratabilir. Ancak sağlam bir vizyon, esneklik ve sistemli çözüm üretme iradesiyle bu dönüşüm sağlıklı bir yapıya evrilecektir. Kusursuz bir başlangıç beklemek yerine, adım adım gelişen bir yol haritası oluşturmak daha gerçekçidir. Eğitimde meslek odaklı, liyakate dayalı bir sistem, Türkiye'nin üretken ve sürdürülebilir geleceğini inşa edecektir.

Kaynakça

  • MEB (2024). Türkiye Eğitim Sistemi Raporu.
  • OECD (2023). Education at a Glance: Türkiye.
  • TÜBİTAK (2022). Üniversite Araştırma Endeksleri.

📄 PDF İndir

Yazının PDF sürümünü buradan indirebilirsiniz:
👉 Google Drive bağlantısı
👉 Yandex Disk bağlantısı

24 Temmuz 2025 Perşembe

Eğitimde Büyük Yanılgı: Her Şeyi Öğretip Hiçbir Şeye Hazırlamamak

    Günümüz eğitim sistemi, çocuklarımızı geniş ama yüzeysel bilgiyle doldururken onları gerçek hayata, mesleğe ve üretime hazırlamakta zorlanıyor. Testleri ve sınavları suçlamak kolay, ama esas mesele yanlış hedeflerde ısrar etmek. Bu yazıda, eğitimin asıl amacını hatırlayarak, mesleki eğitim ve sistemsel reformların gerekliliğini derinlemesine ele alıyoruz.

 

Testi Suçlamak Kolay, Düşünmek Zor

   Şaka mısınız arkadaşlar? Önüne gelen test sistemini ve merkezi sınavları yeriyor. Sanıyorlar ki bu eleştiriler ülkeye katkı sunuyor. Oysa daha temel bir sorun var: Bu coğrafyada kültürel altyapımız farklı. Yani iliklerine kadar işlemiş bu kültür yapısıyla, kendimizi başka ülkelerle kıyaslamak başlı başına bir hatadır.
   Merkezi sistem, bu kültürün içinde bir nebze olsun adaleti sağlama imkanıdır. Bugün sınavla bile hakkaniyeti zor sağlarken, alternatif sistemlerde bu daha da zorlaşır. O yüzden “sınav kötü” diyerek başlayıp çözüme dair bir şey sunmayan her eleştiri, faydasızdır.

 

Test Sistemi: Kusur Değil, Tecrübe

   Gelin şu test mevzusuna net bakalım: Hiçbir ülke test tekniğinde Türkiye kadar tecrübeli değil. 7’den 70’e herkes bu sistemi tanıyor. Öğretmenlerimiz test hazırlamada ve çözümünde ciddi bir birikime sahip.

   Bu birikimi eleştirmek yerine geliştirip dünyaya model olabilecek bir ölçme-değerlendirme sistemi kurabiliriz. Eğitim sistemindeki sorun test değil, onu nasıl kullandığımızdır.

 

Eğitimin Amacı Kayboldu

   Eğitim sistemi dediğimiz şeyin asıl amacı meslek edindirmektir. Ancak biz çocukları her dersten az biraz bilgiyle oyalayıp, zamanlarını çalıyoruz. Oysa onların belli başlı alanlarda donanımlı hale gelmesi sağlanmalı.

   Daha erken yaşta çocuklar mesleki yola yönlendirilmeli, düz liseler kaldırılarak tam anlamıyla meslek liseleri odaklı bir modele geçilmeli.

 

Meslek Lisesi: Gerçek Eğitim Burada Başlar

   Bir gencin lisede mesleğini öğrenmeye başlaması gerekir. Eski tabirle bu yaş, kalfalık yaşıdır. Dört yıl boyunca okul duvarları arasında kalıp teorik bilgiyle boğulan bir genç değil, ilk yıl temel eğitimi alıp sonraki yıllarda sertifikalı uzmanların yanında sahada yetişen gençler istiyoruz.

   Böylece mezun olduğunda çırak değil, kalfalık hatta ustalık seviyesinde mesleğine hazır bireyler yetişmiş olur. Bugün üniversitelerimiz ise mezun ettiği öğrenciyi çırak düzeyinde bile hazırlayamıyor.

 

Üniversiteler: Herkes İçin Değil, Seçilmişler İçin Olmalı

   Üniversiteler bugünkü haliyle meslek liselerinin teorik uzantısına dönüştü. Çok sayıda üniversite mezunu genç, işsiz ve mesleksiz. Bu sürdürülebilir değil.
   Üniversiteler, sadece mesleki AR-GE merkezleri olmalı. TÜBİTAK gibi düşünelim: Her meslek grubundan en zeki, en araştırmacı öğrenciler sınavla seçilir, burada projeler üretir, teknolojik yenilikler geliştirir.

   Böylece kitleleri değil, liderleri eğitiriz. Ve herkes üniversiteye gitmek zorunda kalmaz.

 

Yeni Bir Yönetim Algısı: Meslek Vekilliği

   Bu anlayış yalnızca eğitime değil, ülke yönetimine de yansıtılmalı. Meslek vekilliği ve başkanlık sisteminde, seçilecek kişiler halkın güvenine değil, uzmanlığına ve diplomasına dayanmalıdır. Bürokrasi bir meslektir, her işi herkes yapamaz. Parası olan değil, liyakati olan söz sahibi olmalıdır.

 

Gelecek: Ya Otomasyona Hazırlanırız, Ya da Sıfırı Tüketiriz

   Yapay zekâ ve robot teknolojileri, gelecekte birçok mesleği dönüştürecek. İnsan gücüne ihtiyaç azalacak. Bugün gerekli olan şey, bu dönüşümü öngörüp, eğitim modelimizi buna göre tasarlamaktır.

   Sınav sistemini yerden yere vurmak kolay. Ama asıl mesele eğitimin hedefini, yapısını ve çıktısını yeniden düşünmektir. Yoksa yine günü kurtaran reçetelerle zaman kaybedeceğiz.

eky
Geometri öğretmeni, eğitim sistemine gönül vermiş bir yazar
www.ekykurs.com 

11 Temmuz 2025 Cuma

2026 Yılı Öğrenci Soruları

 Bu bölümdeki çözümler eky kurs geometri yöntemlerine göre yapılmıştır. Eğer eky kurs konu anlatımı dinlemeyenlere bu çözümler tavsiye edilmez. www.ekykurs.com kanalına abone olup yorumlar yazabilirsiniz.

2026 Kenan Kara Geometri Soru Bankası - eky çözümlerini indirmek için tıklayın.